Değişim ve Dönüşüme İzin Ver

dilek torun

Bugün sizlerle değişim ve izin verme üzerine bir şeyler yazmak istedim. Neredeyse her yazımda yaşamın fırsatlarla dolu olduğundan, tek yapılması gerekenin bu fırsatı görüp değişime izin vermek olduğundan bahsediyorum. Şimdi yine tekrar olsa da aynı şeyleri sevgiyle ve coşkuyla paylaşacağım.

Değişim ve dönüşüm insanın tamamen kendisiyle alakalı olan, korkularını geride bırakıp cesaretini açığa çıkartabildiği aslında ÖZ varlığını yaşamaya başladığı alandır.

Korkularımız, geçmiş tecrübelerimiz, doğru olduğunu sandığımız yanlışlarımız, kızdığımız ya da üzüldüğümüz bir konu sonrasında hayatımızı endekslediğimiz fikirlerimiz, bir şeylerin değişebileceğine inanmayışımız, bilgi sahibi olmadan fikirlerin sahibi olmamız nedeniyle üzgünüm ki biz hiçbir zaman A noktasından B noktasına gidemeyiz. Hayatımız boyunca o A noktasında sıkışıp kalır, ilerleyemez, genişleyemez, büyüyemez ve öğrenemeyiz.

Peki, biz bu hayata yenilenmeye gelmedik mi? Değişmeye gelmedik mi? Yaşam, mevsimler, dünya her an değişirken, hiçbir nefesimiz bile birbiriyle aynı değilken, bir nefes sonrası bile yeni bir hayatken biz neden körü körüne yapamam, istemem, beceremem, olmaz, bana göre değil, sevmiyorum, denedim olmadı, ailem izin vermez, el âlem ne der, orada böyleydi burada da böyledir kör inançlarına saplanarak yerimizde sayıyoruz? Neden kendimizi yeniye açamıyor ya da neden şans vermiyoruz bize sunulan fırsatlara?

Evet, açıkça itiraf edin, çünkü korkuyorsunuz, o güvenli sandığınız güvenlik alanınızdan dışarı çıkmaya korkuyorsunuz, bugüne kadar aynı şeyleri yaparak maddi ya da manevi kazanç sağlamayı bırakın çoğumuz bir sürü şeyimizi kaybetmişken yeni şeyleri denemeye cesaret etmeyi geçtim ismini bile duymak istemiyoruz.

Üzgünüm ki yaşamıyorsunuz arkadaşlar, değişime izin vermediğiniz sürece de yaşayamayacaksınız buna inanın ve inanmak için bunu deneyimlemeniz gerekiyor ise gidin deneyimleyin.

Nasıl mı deneyeceksiniz ?; gidin, asla yapmam dediğiniz bir işi yapın, asla yaşamam dediğiniz şehirde yaşayın, asla onsuz yapamam dediğiniz şeyler ya da yerlerle ayrılın, onsuz olmaz dediklerinizin yerine yeni bir şeyler koyun, asla yemem dediğiniz bir yemeği yemeye başlayın, asla içmem değiniz bir içeceği içmeyi deneyin, asla sevmem dediğiniz birini sevmeye başlayın, asla konuşamam dediğiniz ne varsa gidin söyleyin.

Kısacası oturun ve hayatınızda kendinizi soktuğunuz her ne ASLA hapishaneniz varsa kırın zincirini ve çıkın dışarıya. Siz olun, öz olun, var olun, özgür olun, rahat olun. Saklanarak kaybolmayın, genişleyerek, görünerek büyüyün.

Şunu hatırlayın, size o ASLA’yı dedirten eski bir tecrübeydi. Tecrübeyi yaşadınız bitti, zaman değişti, imkânlar değişti, dünya değişti siz hala 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl önceki düşüncenizle yaşıyorsunuz. Her şey değişti peki siz ne zaman değişeceksiniz?

Bugüne gelin artık, yeniden deneyin, yeniden izin verin kendinize ve o yıllar önce asla dediğiniz her şeye yeniden bir şans verin.

Yerinizde saymaktan sıkılmadan ve elinizdekileri de kaybetmeden değişin, dönüşün, gelişin, bilgilenin, kendinize ve yaşamınıza gelen fırsatlara izin verin.

Hayatta tüm keşkelerinizi iyikilere dönüştürmeniz ve yaşamınıza yeni İYİKİ’ler ekleme cesaretini bulmanız niyetiyle

Sevgi ve ışıkla

Dilek Torun

15.01.2016

dilek torun

Kategori : Blog Yazıları , Genel

Yanıt Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>